Yapay zekânın ortaya çıkışıyla birlikte birçok sektörün ve yapay zekânın sürdürülebilir kalkınma amaçlarına ulaşılması üzerindeki giderek artan etkisinin değerlendirilmesi gerekiyor. Çünkü yapay zekânın hem kısa hem de uzun vadede küresel üretkenliği, eşitliği ve kapsayıcılığı, çevresel sonuçları ve diğer birçok alanı etkilemesi bekleniyor.
Yapay zekânın potansiyel etkileri sürdürülebilir kalkınma üzerindeki hem olumlu hem de olumsuz etkilere işaret ediyor. Podcast'imizin bu bölümünde yapay zekânın 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündeminde kabul edilen 17 sürdürülebilir kalkınma amacı ve 169 hedefin gerçekleştirilmesini nasıl etkileyebileceğinin sonuçlarını inceleyeceğiz.
Toplumsal sonuçlar ve yapay zekâ
Yapılan araştırmalara göre 67 hedef potansiyel olarak yapay zekâ tabanlı teknolojilerden yararlanabilir. Örneğin yapay zekâ, yoksulluğa son, nitelikli eğitim, temiz su ve sanitasyon, erişilebilir ve temiz enerji, sürdürülebilir şehirler ve topluluklar adlı sürdürülebilir kalkınma amaçları özelinde tüm hedefler için nüfusa, gıda, sağlık, su ve enerji hizmetlerinin sağlanmasını destekleyerek bir kolaylaştırıcı olarak hareket edebilir. Ayrıca, kaynaklarını verimli kullanan döngüsel ekonomilerin ve akıllı şehirlerin yaratılmasını destekleyerek düşük karbonlu sistemleri etkileyebilir. Örneğin yapay zekâ, elektrik sektöründe talebe yanıt verebilen elektrikli otonom araçlar ve akıllı cihazlar gibi bir dizi birbirine bağlı teknolojiyi kapsayan akıllı ve düşük karbonlu şehirlerin inşa edilmesini mümkün kılabilir.
Yapay zekâ, elektrik talebini güneşin en etkili olduğu ve rüzgarın estiği zamanlarla kısmen de olsa eşleştiren akıllı şebekeleri etkinleştirerek değişken ve yenilenebilir enerjileri entegre etmeye yardımcı olabilir. Ancak bunların çoğu, yapay zekâ tarafından sağlanan teknolojik gelişmelerin farklı kültürel değerlere ve zenginliğe sahip ülkelerde nasıl uygulanabileceği ile ilgili.
Gelişmiş yapay zekâ teknolojisi, araştırma ve ürün tasarımı yalnızca büyük bilgi işlem merkezlerinden erişilebilen hesaplama kaynakları gerektirebilir. Bu tesisler de çok yüksek enerjiye ihtiyaç duyuyorlar ve yüksek karbon ayak izine sahipler. Örneğin, bitcoin gibi kripto para uygulamaları bazı ülkelerin elektrik talebi kadar elektrik kullanıyor ve hem erişilebilir ve temiz enerji hem de iklim eğilimi alanında olumlu sonuçlardan ödün veriyor. Bu nedenle, bilgi ve iletişim teknolojisinin, yeşil olarak büyümesi oldukça önemli.
Ekonomik sonuçlar ve yapay zekâ
Yapay zekâ tarafından sağlanan teknolojik avantajlar, ekonomiyle ilgili bir kısım amaca ulaşmanın üzerinde de olumlu bir etkiye sahip olabilir. Fakat, yapay zekâ destekli teknolojilerin artan üretkenlikle ilişkili net olumlu etkilerinin olmasına rağmen, aynı zamanda artan eşitsizliklerle ilgili potansiyel olumsuz etkileri de olabilir. Ekonomi grubu bağlamında, eğer gelecekteki pazarlar ağırlıklı olarak veri analizine dayanıyorsa ve bu kaynaklar, düşük ve orta gelirli ülkelerde eşit olarak mevcut değilse, sürdürülebilir kalkınma amaçlarını önemli ölçüde etkileyen ve yeni ortaya çıkan eşitsizlikler nedeniyle ekonomik boşluk önemli ölçüde artabilir.
Yapay zekâ, ayrıca eski işleri daha fazla beceri gerektiren mesleklerle değiştirerek ve teknoloji konusunda eğitimli olanları orantısız bir şekilde ödüllendirerek ülkelerde de eşitsizliği arttırabilir. Yapay zekânın geleceği için kritik bir dönüm noktasındayız. Uluslar ve kültürler arasında, ortak ilkeler ve mevzuatlar geliştirmek için küresel ve bilim odaklı bir tartışma, yapay zekânın tüm sürdürülebilir kalkınma amaçlarının gerçekleştirilmesine olumlu katkıda bulunduğu bir geleceği şekillendirmek için gerekli.
2030 yılına kadar, sürdürülebilir kalkınma dostu, yapay zekâyı geliştirmeye yönelik mevcut seçimler, yaşadığımız yüzyılda sürdürülebilir kalkınma amaçlarının çok ötesine geçebilecek faydaları yaratma potansiyeline sahip.
Yapay zekânın rolüne dair örnekler
Yapay zekânın sürdürülebilirliğe katkısının en açık örneği trafik yönetimidir. Yapay zekânın kentsel hareketlilikte uygulanması, trafik sıkışıklığının tahmin edilmesini ve alternatif rotaların önerilmesini sağlar. Paylaşılan mobilite ile bu teknoloji araç talebini bölgeye ve zamana göre tahmin eder. Bu çözüm yalnızca hareketliliği kolaylaştırmakla kalmaz, aynı zamanda çevresel etkisini de en aza indirir.
Ayrıca yenilenebilir enerjilerin verimliliğini arttırmaya da yardımcı olabilir. Şirketler, enerji üreten rüzgar türbinleri ve hidrolik santraller gibi tesislerin gerekli enerji üretimini tahmin etmek, arızaları önlemek ve teşhis etmek adına günlük kullanılabilirliğini öğrenmek için zaten bu teknolojiyi kullanıyorlar. Kimsenin bu teknolojilerden geri kalmaması için tüm aktörlerin bu çerçevede hareket etmesi gerekiyor. Aksi takdirde, yapay zekâ destekli fakat eşit olmayan ve sürdürülemez bir gelecek bizi bekliyor olabilir.