Bitki Temelli Anlaşma: Hasarı Durdurabilirsiniz!

Bitki Temelli Anlaşma: Hasarı Durdurabilirsiniz!

Paris Anlaşması’na eşlik eden Bitki Temelli Anlaşma’nın kabul edilmesi, gıda sistemlerini iklim kriziyle mücadelenin merkezine koyabilir. Bu anlaşma, fabrika çiftçiliğinin neden olduğu kritik ekosistemlerin bozulmasını durdurmayı, daha sağlıklı, sürdürülebilir bitki bazlı diyetlere geçişi teşvik etmeyi ve gezegen işlevlerine, ekosistem hizmetlerine ve biyolojik çeşitliliğe verilen zararı tersine çevirmeyi amaçlıyor.

Çiftçiler çiftlik hayvanlarına, işçilerin bir fabrikadaki ekipman veya makinelere davrandığı gibi davranarak oldukça yüksek sayılarda hayvan yetiştirebilir ve üretebilirler. Bunu yapmak; nihai ürünü, giysiyi veya gıdayı çoğu durumda tüketici için önemli ölçüde daha ucuz hale getirmesiyle endüstri için iyi olsa da çevre ve insan sağlığı için kötü olabilir.

Bugün birçok araştırma, endüstriyel hayvancılığın hızlandırılmış iklim değişikliğine önemli bir katkıda bulunduğunu açıkça ortaya koyuyor. Fabrika çiftliklerindeki hayvanlar, doğaları gereği tüketmek üzere tasarlandıkları yiyecekleri tüketmiyorlar. Süt kutularında yer alan yeşil meradaki bir inek resmi aslında bu yanıltıcı görüntüden çok uzak. Çünkü fabrika çiftliklerinde hayvanlar soya, mısır ve tahıllardan oluşan yiyeceklerle besleniyorlar. Milyarlarca hayvan için soya, mısır ve tahıl yetiştirmek ise çok fazla toprak ve su gerektiriyor.

Ayrıca endüstriyel hayvancılık için tek başına arazi kullanımı ve bununla birlikte gelen ormansızlaşma da korkunç bir tablo çiziyor. Milyarlarca hayvanı yetiştirebilmek için gereken arazi oldukça büyük. Ancak asıl şok edici olan ve çoğu insanın dikkate almadığı şey, fabrika çiftliklerinde hayvanları besleyen mahsulleri yetiştirmek için gereken arazi miktarı. Fabrikalarda yapılan hayvancılık, dünya çapında ormansızlaşmanın önde gelen nedenlerinden biri ve Brezilya'daki Amazon Ormanlarının %75'inin yok olmasından sorumlu[1].

Bu arazinin tamamı, tüm nüfus için yeterli soya, mısır, tahıl, baklagiller ve sebze üretmek için kullanılabilir. Bunun yerine, arazi besi hayvanlarını beslemek için kullanılıyor ve ne yazık ki hala gıda güvencesi olmayan milyonlarca insan var.

Neden Bitki Temelli Anlaşma?

https://www.yapikredi.com.tr/medium/file/bitki-temelli-anlasma-hasari-durdurabilirsiniz_69983/view

İklim ve biyolojik çeşitlilikte, okyanuslarda ve denizlerde kriz yaşandığı artık su götürmez bir gerçek. Fosil yakıtlar ve hayvancılık, kontrolden çıkan küresel ısınmanın yanı sıra kapsamlı biyolojik çeşitlilik kaybı, büyük ölçekli ormansızlaşma, türlerin yok olması, su kaynaklarının tükenmesi ve toprak bozulması bu krizlerin arkasındaki itici güç olarak görülüyor.

Fakat fosil yakıtları tek başına ele almak yeterli değil. Gıda sistemleri konusunda da eyleme ihtiyacımız var ve işte tam burada “Bitki Temelli Anlaşma” devreye giriyor. Üç ana sera gazı; karbondioksit, metan ve azot oksit rekor seviyelerde ve daha da yükseliyor. Fabrika çiftçiliği her üçüne de katkıda bulunuyor. Bu felaketi azaltabilecek bitki bazlı ve yumuşak enerji çözümleri aslında elimizin altında bulunuyor. Yapmamız gereken sadece bunları uygulamak.

Örneğin vegan yaşam tarzını benimsemek, bir kişinin gezegen için yapabileceği en büyük iyilik olabilir. Zaten IPCC de bitki temelli diyetlere geçişin gıda ile ilgili sera gazı emisyonlarını önemli ölçüde azaltabileceğini kabul ediyor.

Bitki temelli anlaşmanın temel ilkeleri

Bitki temelli anlaşmanın üç temel ilkesi vardır:

  • Vazgeçme: Sorunun artmasını durdurma. Hayvancılık amacıyla ormansızlaşma dahil arazi kullanımı değişikliği yapılmamalı.
  • Yönlendirme: Sorunun arkasındaki itici güçleri ortadan kaldırma. Bitki bazlı gıdalar teşvik edilmeli ve aktif olarak hayvan bazlı tarım sistemlerinden bitki bazlı sistemlere geçilmeli.
  • Eski haline getirme: Direnç oluştururken ve iklim değişikliğini hafifletirken sorunu düzeltme. Önemli ekosistemler geri kazanılmalı ve dünya yeniden ağaçlandırılmalı.

Endüstriyel hayvancılık, her yıl dünya çapında trilyonlarca hayvanın acı çekmesinden ve katledilmesinden, çevrenin bozulmasından ve iklim değişikliğinin hızlanmasından sorumlu. İnsanlar her zaman yemek yeme ihtiyacı duyacak olsa da bunu yapmanın başka yolları olduğunu anlamanın zamanı geldi. Mevcut yol sürdürülebilir değil ve etik olmaktan oldukça uzak. Bugün yürürlükte olan sistemin bir an önce değişmesi gerekiyor.


[1]https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0048969715303697

İlginizi Çekebilir

Yükleniyor...
Yükleniyor