Sürdürülebilirlik Sohbetleri’nin 10 Ağustos 2020 akşamı saat 21.00’de yayınlanan 21. bölümünde orman yangınları ve sürdürülebilirlik ilişkisi hakkında konuşuldu. Moderatörlüğünü Yekta Kopan’ın yaptığı programa konuk olan Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) Yönetim Kurulu Üyesi Prof.Dr. Ünal Akkemik ve TEMA Vakfı Genel Müdür Yardımcısı Dr. Hikmet Öztürk, orman yangınları ve sürdürülebilirlik hakkındaki bilgi birikimlerini izleyicilerle paylaştı; orman yangınlarındaki insan faktörünü, alınabilecek önlemleri ve yapılan çalışmaları değerlendirdi.
Gelin, bu bilgilendirici sohbetin detaylarını okuyalım.
Orman yangınlarının sebepleri ve insan faktörü
“İçinde bulunduğumuz bu Akdeniz kuşağı orman yangınlarına çok hassas bir kuşak” diyerek söze başlayan Akkemik, bu gerçeğe rağmen Türkiye’deki orman yangınlarının %95’inin insan kaynaklı olduğunu vurguladı. İhmaller, kasıtlı yangınlar ve şehirleşme gibi faktörlerin orman yangınlarının başlıca sebepleri arasında yer aldığı belirtildi. Öztürk ise enerji nakil hatları, piknik ateşleri ve sigara izmaritlerinin yangın çıkma riskini arttıran başlıca insan hataları olduğunu ekledi. Akkemik, insanların, daha önce hiç olmadığı kadar ormanlara girdiğini ve bilinçsiz davranışların orman yangınlarına sebebiyet verdiğini belirtti.
İklim krizi ve yangın riskindeki artış
İklim krizi ve yangın ilişkisine de yer verilen programda, Öztürk, iklim krizinin orman yangınlarını sıklık ve şiddet bakımından arttıracağına dikkat çekti. Yükselen sıcaklıklar ve değişen hava koşullarıyla yangınların gelecekte daha da sıklaşacağı ve büyüyeceğinden bahsedildi. Ayrıca, iklim krizinin temelinde insanın olduğunu ve bu sebeple alınabilecek önlemlerle yangınların büyük oranda engellenebileceği eklendi. Ormanların karbon emisyonlarını dengeleyen önemli bir unsur olduğu vurgulanırken, yangınların bu dengeyi bozduğunu ve uzun vadeli ekolojik sonuçlar doğurabileceği ifade edildi.
Yangınların sadece ağaçları değil, aynı zamanda biyoçeşitliliği de tehdit ettiğinin altı çizildi. Akkemik, iklim değişikliği nedeniyle kayın ormanlarının Türkiye'den neredeyse tamamen kaybolabileceğini, yaptıkları projeksiyonlarda gördüklerini belirtti. Ayrıca, yangınların ardından doğanın kendini yenileyebileceğini ancak bunun yıllar süreceğinden bahsedildi. Doğal süreçlerin yanı sıra, insan eliyle yapılan ağaçlandırma çalışmaları da büyük önem taşıdığı vurgulanırken, bu süreçte hatalı uygulamalardan kaçınılması gerektiği konuşuldu.
Orman yangınlarına karşı alınabilecek önlemler
Eğitim, bilinçlendirme ve yangın sezonunda alınacak tedbirlerle yangınların etkisinin büyük ölçüde azaltılabileceği belirtildi. Akkemik, özellikle enerji nakil hatları gibi insan kaynaklı risklerin azaltılması gerektiğini, bunun yangınların sıklığını düşüreceğini ekledi. Öztürk ise yangınların büyümesini önlemek adına hızlı müdahale sistemlerinin güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Ayrıca, bireylerin piknik alanlarında daha dikkatli olmaları, sigara izmaritleri ve ateş kullanımına özen göstermeleri gerektiği hatırlatıldı.
Doğru bilinen yanlışlar ve sürdürülebilir çözümler
Programda, orman yangınlarıyla ilgili toplumda doğru bilinen birçok yanlış da masaya yatırıldı. Örneğin, orman yangınlarının ardından ağaçlandırma çalışmalarına hemen başlanması gerektiği düşüncesi, her durum için geçerli olmadığı belirtildi. Akkemik, bazı bölgelerde doğal süreçlerin beklenmesi gerektiğini ve insan müdahalesinin dengeli yapılması gerektiğini ifade etti. Hem kişisel hem de kurumsal düzeyde alınacak tedbirlerle orman yangınlarının etkisinin azaltılabileceği eklendi. Özellikle yangın öncesi hazırlıkların önemi üzerinde duruldu.
Orman yangınlarıyla ilgili sosyal medyada dolaşan yanlış bilgilere de değinildi. Öztürk, büyük yangınların ardından ormanların tekrar eski ekosistemlerine kavuşmasının onlarca yıl sürebileceğini vurguladı. Ayrıca Akkemik, yanan ormanların yerlerine otel yapılacağı gibi yanlış inanışların da düzeltilmesi gerektiğini, “eğer siz orman yangını çıkarırsanız, orman yangından sonra anayasa gereği oraya herhangi bir şey yapamazsınız” diyerek dile getirdi.
Bu sohbetten çıkardığımız en önemli mesaj, orman yangınlarının büyük çoğunluğunun insan kaynaklı ve önlenebilir olduğudur. İklim krizi ile mücadelede ormanların korunması ve yangınların önlenmesinin hayati bir rol oynadığı bir gerçek. Yangınların insan kaynaklı sebeplerle çıktığı göz önünde bulundurulduğunda, sorumluluğun bizde olduğunu unutmamalı, çevremizdeki ormanlara daha fazla sahip çıkmalıyız. Her bireyin sorumluluğunun, doğayı koruma bilinciyle hareket etmek ve sürdürülebilir çözümler üretmekten geçtiğini unutmayın!